HAKKI AYKAN - Kadim Kentin Hikayeleri

Gıdıllinin Terzi Hakkı’nın torunu… Çavuş Selim’in oğlu. Hakkı Aykan. 52 yaşında. Gençlik yıllarında şehir dışında çalıştı. Basın ve yayınla uğraştı. Malulen emekli oldu. Hakkı aykan, orta boylu, zayıf, samimi ve neşeli bir insandır.

HAKKI AYKAN - Kadim Kentin Hikayeleri
25 Nisan 2024 - 19:54

Gıdıllinin Terzi Hakkı’nın torunu…  Çavuş Selim’in oğlu. Hakkı Aykan. 52 yaşında. Gençlik yıllarında şehir dışında çalıştı. Basın ve yayınla uğraştı. Malulen emekli oldu. Hakkı aykan, orta boylu, zayıf, samimi ve neşeli bir insandır.

HAYATINIZI ANLATIR MISINIZ?

1972 yılında Bolvadin’de dünyaya geldim. Akçeşme İlköğretim okulunda ilköğrenimimi tamamladım. Orta halli memurun oğluyum. Ailemizin kendi yağında kavrulan yapısı vardı. Kitap okumayı çok severdik. Arkadaşlarımızla birlikte kütüphaneden çıkmazdık. Bolvadin Lisesi’nde lise öğrenimimi tamamladım. Babam, İmam Hatip Lisesi okumayı çok istedi ancak nasip değilmiş. 1995 yılında Polatlı’da vatani vazifemi tamamladım. Sporla çok yakından ilgilendim. İyi bir basketbolcuydum. Buradan Dişli Kasabasına koşarak giderdik. Birer kilo demir tozunu ayağıma bağlar koşardım. Çay ilçemizde lisanslı basketbol oynadık. Turnuvalara katıldık. Avrupa’ya gitme niyetimiz vardı. Baklavacılık, tatlı  sertifikası bile almıştık ancak nasip olmadı. 

AVRUPA’YA GİTMEKTEN NEDEN VAZGEÇTİNİZ?

O dönemlerde ilçemizde iş imkanları vardı. Ailemiz burada düzenimiz burada. Bir de nasip değilmiş. 1995 yılında üç yıl tecilin ardından Polatlı’da askeri vazifemi tamamladım. Askerliğim güzeldi. Tabur binasında Binbaşı’nın yazıcısıydım. Hafta sonları memur gibi Bolvadin’e gelirdim. Annem takılırdı. Sen gibi askerliği Allah herkese nasip etsin diye. 

ASKERLİKTEN SONRA NELER YAPTINIZ?

1996 yılında askerlikten dönüş yaptım. Kısa süreli ilçemizde faaliyet gösteren Avşar Emaye Fabrikası’nda çalıştım. Daha sonra İzmir’e gittim. Orada Bolvadinli bir abimizin yanında 2001’e kadar çalıştım. Kendi işimizi de kurduk. İzmir’de hayatım renkliydi. Müthiş dostluklar elde ettik. Gönüller kazandık. Ancak nasip tekrar Bolvadin’e dönmek oldu. 2000 yılında dünya evine girdim. İzmir’den sonra Bolvadin Belediyesi Bolgiysan’da çalıştım. Tam 22 ay. Daha sonra beliren rahatsızlığım üzerine malulen emekli oldum. Tabii Bolvadin Belediyesiyle tanışıklığımız askerlikten öncesine de dayanıyor. 1990-94 yılları arasında Basın Yayın’da çalıştım. Yeniler de de bu süreci devam ettirmeye çalışıyorum. Basına yabancı değilim. Bolvadin’de Barış Ceylan Ak kardeşimizin önderliğinde Bolvadin Kent Haber Gazetesini kurduk. Daha sonra Bolvadin Haber’in dizgisini yaptım. 

RAHATSIZLIĞINIZ TAM OLARAK NEDİR?

İnanın bunu henüz tıp ilme teşhisini koyamadı. Tam olarak kas rahatsızlığı olarak tarif ediliyor. Bağışıklık Sistemi’nin Çökmesi olarakta değerlendirildi ancak, ne Türkiye’de ne Fransa’da ne Amerika’da çözüm bulamadı. Tetkikleri aracılarla gönderdik ancak sonuç nafile. Güç toparlayamama olarak nüksetti ilk olarak.

İLK NEREDE BELİRTİ VERDİ?

İlk olarak askerlikte belirti vermeye başladı. Güç toparlayamadım. Güç toparlayamama şikayetiyle, Ankara Gülhane Hastanesi’ne başvurdum. Teşhis konmadı. İlaç felan verdiler ancak toparlanamadım. Hastalığın ilerlemesini yavaşlattı diyebilirim. 

İLK NASIL OLARAK KARŞILADINIZ?

Üzüldüm, Yaranın içerisinde yaradanı gördük. Bir kaç ay çıkamadım ama alıştım. 2010-2013 arası bastonla yürüyordum. 2014 yılında tekerlekli sandalye yardımı almaya başladım. Ancak fizik tedavi sürecini çok ihmal ettim. 2014 yılında Mavi Hastane olarak bildiğim Araştırma Hastanesinden destek aldım. Şükür durumum şimdi iyi. Sabrı, Şükrü öğrendik diyorum. 

UNUTAMADIĞINIZ BİR ANINIZ VAR MI?

Benle birlikte askerlik yapan Samsun Kavaklı nüfusuna kayıtlı bir arkadaşım vardı. Hiç unutmam ikimizde Gülhane Hastanesi’nde aynı bölümde tedavi görüyorduk. İkimizden doku örneği aldılar. Benden alınan örnek, kas, arkadaştan alınan örnek ise yağ çıktı. O arkadaş yaşamını yitirdi. Merhum arkadaşıma Allah’tan rahmet diliyorum. 

EN BÜYÜK GÜCÜM ÖNCE ALLAH SONRA EVLADIM

Hayatın bir imtihandan ibaret olduğunu hepimiz biliyoruz. İmtihanda sabır, şükür elbette olmalı. Ancak ben ağır imtihanlarımı önce Rabbimin desteği sonra evladım, Selim’imin varlığı ile üstesinden geldim. En büyük gücümün, hayata bağlayan kaynağımın önce Allah sonra ise evladım olduğundan zerre şüphem yok.

BİR GÜNÜNÜZ NASIL GEÇİYOR?

Saat 18’e kadar sosyal medya ve internet üzerinden vakit geçiriyorum. Saat 18’den sonra çarşıya çıkıyorum. Arkadaşlarla beraber kahveye vakit geçiriyoruz. Oğlum Selim bu süreçte bana çok büyük yardımcı oluyor. 81 ilden engelli arkadaşlarımızla yaptığımız sosyal etkinliklerimiz buluşmalarımız var. Onlarla buluşuyoruz. Görüşüyoruz. Sosyal hayatımı daima diri tutuyorum. 

HAYALLERİNİZ VAR Mİ? VARSA NELER?

İnsan yaşadığı müddetçe hayal kurmalı hayallerine sahip çıkmalı. Elbette hayallerim var. Hastalığımla ilgili mücadelemi son nefesime kadar sürdüreceğim. Küba’da bir umut ışı bulduk gibi. Orada da bir tedavi süreci düşünüyoruz. Hayatımın geri kalan kısmını Uzak Doğu ülkelerinde geçirmeyi hayal ediyorum. Bilmiyorum nasip olur mu?

İNSANLARA TAVSİYELERİNİZ NELERDİR?

Çağımızın vebası stresten uzak dursunlar. Mutlaka sporu ihmal etmesinler. Sağlıklarına ciddi manada dikkat etsinler. Tedavisi gereken bir rahatsızlığı asla ihmal etmesinler diyorum. Son olarak asla mücadele ruhunu kaybetmesinler. Hayat mücadeleden ibaret insanları yaratandan dolayı sevsinler. Ben hep öyle yaptım şükür kazandım. 

 

 

 

YORUMLAR

  • 0 Yorum